TYB Kurucu Lideri Doğan: Seçimin kaybedeni belli, kazananı yine biz seçeceğiz!
D. Mehmet Doğan, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYB) Kurucu Başkanı, Türkiye Aile Derneği FAILEM Başkan Yardımcısı, “Kamuoyunu yanıltmak için her türlü açık ve gizli yollara başvurulduğu, hile yapıldığı, kumpas kurulduğu, her yola başvurularak adayın şişirilip uçurulduğu daha önce ve bu ölçüde görülmemişti.”açıklama yaptı.
“Seçimi kazanmak kesindi!”D. Mehmet Doğan’ın ifadeleri şöyle:
Ve yüzde altmış, yetmiş! Seçim sonrası koltuk ve diğer kadrolar çok önceden açıklandı. İki belediye başkanı artı beş lider Türkiye’yi gül gibi yönetecekti. Kendi topraklarına iyi gelmeyen liderler de cumhurbaşkanlığında yer alırdı.
“Merhaba SANAL BAŞKAN”
Hatta iş o kadar çığırından çıkmıştı ki 13. cumhurbaşkanını selamlama bölümleri oynanıyordu. O da seçildiğinde makamının nerede olacağını hesaplıyordu. “Hayır, orada oturmuyorum, burada oturuyorum! Benim zevkim değil mi?”
Sahte anketlerin sanal başkanına gerçek başkan muamelesi yapılıyordu… ’14 Mayıs’ın ilk ve son sonucu olarak insanlar bu hicivden vazgeçsin!’söz konusu.
Bu, 14 Mayıs seçiminin ilk ve nihai sonucudur.
Seçimin yenilgisi kesin, yenilenlerin yeniden ayağa kalkıp sonuç alması mümkün mü?
Halkın gözünde böyle bir sonuç beklemek saçma olur. Millet bu seçim sürecinde yanıltılarak sonuna kadar sömürülmüştür.
Her türlü taviz, bukalemun benzeri imajlar: sol-liberal, din-laiklik, muhafazakarlık, kaos/küresel lbgt…
Seçime kadar bir insanın kaç boya boyanabileceğini bütün millet net bir şekilde gördü.
“CHP SEÇİMLE İKTİDARA GELEMEZ”
Sonuçlardan biri şudur: Milletin nazarında CHP’nin oyu yüzde yirmi civarındadır. Devşirme oyların ulaştığı yer on puan daha fazla!
CHP’nin seçimle iktidara gelmesi asla mümkün değil. CHP’yi bir Kemal kurdu, yüz yıl sonra başka bir Kemal kapısını kilitleyecek!
CHP üzerinden manipüle eden batılı güç odakları, bunu bir kez daha ve derinden fark ettiler.
Türkiye’de CHP’nin laik milliyetçiliği son kozunu oynadı ve mağlup oldu. Türkiye’de dindar bir milliyetçilik her şeye rağmen kendini göstermiştir. Bu milliyetçiliğin en büyük sorunu CHP’ye özgü laiklik ve Kemalizm kültüyle kirlenmiş halidir. Bazı partilerde bulaşma oranı yüksek görünüyor.
Önümüzdeki dönemde Türkiye, Cumhuriyet’in tek parti dönemi ideolojisini mutlaka kabullenmeli ve tarihin çöplüğüne atmalıdır. Bunu yapmadıkları sürece anayasadan eğitim sistemine bulaşan ideoloji CHP’nin reklamını yapmaya devam edecek.
GELELİM ‘KAZANAN’ MESELESİNE!
Acı seçimlere rağmen 21 yıllık bir hükümetin hayatta kalması sadece Türkiye için istisnai bir durum değil. Türkiye ihtiyacı olan istikrarı Tayyip Erdoğan iktidarında buldu. Bugünün Türkiye’si 21 yıl önceki Türkiye değil. Siyasi, sosyal ve ekonomik göstergeler önemli ölçüde değişti. Türkiye’nin bağımsızlık gücü arttıkça dış prestiji de arttı. Yurtta huzurun içe dönülerek değil, dışa dönülerek sağlanabileceği görülmüştür. Dışarıda barışı sağlayamayan içeride barışı ve istikrarı asla sağlayamaz.
MHP’nin bu seçimde millet nezdindeki varlığını ispatladığını, Yeniden Refah Partisi’nin de tek başına başarılı bir sonuca ulaştığını da belirtmek gerekir.
“BÜYÜK ADAMLARIN Büyük Yalnızlığı”
Seçimin galibi Tayyip Erdoğan’a en büyük tehdit kendi cephesinden geldi. Besleyip büyüttüğü bir takım beceriksizler ve sahte yapılar, ekinlerindekini sindirmeden karşı cepheye hizmet ettiler. Hizmetleri için ne ölçüde tazminat aldılar? Bunu zamanla daha iyi anlayacağız.
Yalnızlık, büyük adamlara ihanet neredeyse kanundur! Tayyip Bey de buna çok maruz kaldı.
Tüm bunlara rağmen yeni bir atılım yapma gücü sadece onda görülmektedir. Türkiye’nin ileri yürüyüşü saldırılarıyla devam edecek.
Kazananı tekrar ve kesin olarak ilan etmek milletin en önemli işidir!